Literatürde ezilme sendromu olarak da bilinen crush sendromu, deprem sırasında enkaz altında kalma sonucu gözlenen bir rahatsızlıktır. Uzun süre boyunca baskıya maruz kalan vücudun olumsuz tepkisi olarak nitelendirilen Crush sendromu trafik ve iş kazaları sonrasında da görülür. Crush sendromunun yaşanmasında etkili olan başlıca olay kasların uzun süre boyunca baskıya maruz kalmasıdır. Baskıya maruz kalan kaslardaki kan dolaşımının yavaşlaması ve ilgili organlara yeterince kan iletiminin gerçekleştirilememesi sonucu gözlenen bu sendrom, hayati riski artırır. Depremde uzun süre boyunca göçük altında kalan depremzedelerde gözlenir ve beraberinde böbrek yetmezliği sorunu da yaratabilir.

Baskı altında kalan uzvun kurtulması ve kan dolaşımının normal düzeyde seyretmesi, Crush sendromunu ortadan kaldırmaz hatta daha kötü sonuçlar ortaya koyabilir. Kan akışının ilgili organlara iletilmesi, bölgede zararlı moleküllerin açığa çıkmasına neden olur. Kimyasal tepkimeler sonucu açığa çıkan serbest oksijen radikalleri ile hücreler hızlı bir şekilde ölmeye başlar. Tüm bu reaksiyonlar bir araya gelerek akut böbrek yetmezliği sorunu yaratır. Crush sendromunun gözlenmesi için uzun saatler boyunca baskı altında kalmanıza gerek yoktur. Enkaz altında birkaç saat geçirmeniz, Crush sendromunun gözlenme riskini artırır. Bu sebeple arama kurtarma faaliyetleri sırasında enkazın başında sağlık çalışanlarının bulunması, ilk müdahale için oldukça önemlidir.

Crush Sendromu Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Enkazdan sağ olarak çıkanların %40’ında gözlenen Crush sendromu, hayati tehlikeyi beraberinde getirir. Bu noktada arama kurtarma ekiplerinin ve sağlık çalışanlarının, enkaz altından çıkarılan depremzedelerin gösterdiği semptomları yakından takip etmeleri oldukça önemlidir. Gözlenen Crush sendromu belirtileri şu şekildedir:

  • Şiş uzuvlar
  • Vücudun belli bölgelerinde ağrı
  • Düşük tansiyon
  • Solunum yetmezliği
  • İdrar yapamama veya çok az yapma
  • Kahverengi idrar rengi
  • Düzensiz kalp ritmi

Yukarıdaki belirtiler ezilme sendromunun en yaygın semptomları arasında yer alır. Tedavinin ilk basamağı, kurtarma sırasında serum yoluyla kandaki sıvı miktarını artırmak ve kandaki potasyum miktarını düşürmektir. Aynı şekilde günde 8-10 litre arasında sıvı vererek idrar miktarının artırılması hedeflenir. Sıvı takviyesinin yanı sıra idrar söktürücü ilaçlar da tedavinin ana unsurları arasında yer alır. Ezilme sendromunu takiben böbrek yetmezliği gözlenme ihtimali oldukça yüksektir. Bu sebeple sağlık çalışanlarının erken ve doğru müdahalesi hayati önem taşır.